4 Haziran 2017 Pazar

Yorumun Yorduğu Zamanlardan Birinde


Bir ay sonra bir ay öncekinden  farklı olmayan,iyiye doğru değişmemiş,gelişmemiş insanlarla ya da böyle potansiyeli olmayan kişilerle arkadaşlık kurmakta zorluk çekiyorum. Onların aynı yerdeliğini izlerken ben de aynı yerde tıkılı kalmışım hissine kapılıp mümkün olduğunca  bu tür kişiliklerden uzak duruyorum.Dolayısı ile çevremde sevdiğim ve arkadaşım olan kişiler gelişmeye açık,empati yeteneği olan,genel olarak okuyan,kendilerini  geliştiren insanlardır.Paylaşımlarımız da okuduklarımız,öğrendiklerimiz,yenilikler üzerine olur.Sohbetlerimiz gelişim üzerine olduğu için eksiklerimizi de konuşuruz.Pek çoğunun kişisel gelişim ve spiritüellik üzerine, okumasa bile duyduğu şeyler vardır.Kuantum yasaları,evrensel yasalar vs..
Bunca yıllık okumuşluğumdan şunu anladım ki bu yasaların yasa olması için onbinlerce kişinin takip ettiği,gak dese insanların para verdiği guk dese elini öptüğü birinin ağzından çıkmış olması lazım. Henüz benim konuştuklarıma kimse ödeme yapmadığı için bu yasalardaki yanlışları ortaya sunmam ne ki? eleştirmem bile mümkün değil. Kaldı ki yetkin bir diplomam da yok bilinçaltının dehlizlerinde uzayıp kimin annesine ya da babasına arzu duyduğunu anlatıvereyim!..
Efendim gelelim yazının bugün de bu oldu kısmına; Uzun zamandan beri bu yasalarla yapılan eleştirilere itiraz ediyorum. Çünkü yanlışlar. Ama itiraz ettiğim zaman kendi yansımamı görmek istemeyen,eleştiriye kapalı ya da kendimi rahatlatmak için yanlış inançlarla süsleyen biri oluyorum. Dediğim gibi elimde ne diploma var ne de ellibin takipçi ne de bir terapi seansım asgari ücrete denk. Topa koşarken ofsayte düşürülüyorum anlayacağınız.Bu bende zaman zaman tahammülsüzlük yaratıyor,kırıcı oluyorum Sadece anlatmak istiyorum. Yorumlamadan olaylarımı sıralamak istiyorum. Sohbet edemiyorum ama .Hemen bu yasalarla çepeçevre sarılıp eksiklerim masaya yatırılıyor.Hayır! şu anda istediğim terapi ya da danışmanlık değil ,anlatmak istiyorum o kadar. Gerçekten o kadar. Eleştirilere tepki gösteriyorum çünkü çok ezberlenmiş,derinliği olmayan kalıplarla eleştiriliyorum. Sebebi kendimle yüzleşmek istemeyişim değil. Mesela,şişmanlığa,yemeğe övgülerim vardır,sebebi şişman olmam değil,sebebi gerçekten şişmanlıktan rahatsız olmamam.Cosmopolitan kadını dayatmasını yememem.Bu boyuma bu kilomla da kadınlığımdan hoşnut olmam. Şişmanlığı bu kadar övüyorsam aslında kendimle yüzleşmemek için yapıyorumdur vs.vs... Bazen de şöyle olur, diyete başlamak benim için uzaya merdivenle çıkmayı göze alan bir motivasyon ister ki, o motivasyonu toplayıp kendi bedenime göre diyet yaptığım da herkes diyet uzmanı oluverir. "Onu yeme bunu ye..Sıkı kahvaltı yap!Kahvaltı günün en önemli yemeği.." Hayır,derim ben kahvaltıyı ne kadar erken yaparsam gün boyu o kadar çok yiyiyorum,geciktirmek benim yararıma.."Yoook! olmaz öyle şey. Çünkü Takvim gazetesinde öyle okumadı,posta gazetesinde de uzman doktor bilmem kim sabahları yiyin demişti,en iyi haliyle kendi bir dahiliyeciye gitmişti doktoru filanca filanca demişti...
Efendim fazla uzatmadan birkaç gündür üst üste yaşadığım derdime geleyim.Arkadaşlarımı çok seviyorum,onlara sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Her biri ayrı ayrı değerli. Ama ben gün raporu verir gibi sadece anlatmak istiyorum,düşünmeden,yorumlamadan. Bazen sadece cahil gibi sohbet etmek istiyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder