15 Ağustos 2017 Salı

Şehir içi Seferle Ülke Kritiği

Bir şehir içi seferle ülke kritiği ister misiniz?
Yine dün Suadiye'den Bostancı'ya yürüyüş yapıyorum,tam IDO'nun orada iki kız ter kan içinde neredeyse ağlamaklı Bakırköy'e nasıl gideceğini sordu. Adalardan dönmüşler sanırım. Deniz otobüsünü gösterdim,kapanmış olduğunu söylediler,son sefer 20:00'deymiş. Durakaldım. Yaz günü,havanın saat 10'dan önce kararmadığı bir mevsimde,tatil mevsiminde saat sekizde son sefer!.. Yaz kış ulaşımı,iletişimi değil kesmek,daha fazla ne yapabilirim,24'e,01'e nasıl çekerim diye kafa yoracaklarına aşağı çekmişler. Geçen senelerde olimpiyat adaylığına oynayan,metropol denen,eyyyy bilmem ne denen şehrin iki yaka arası ulaşım saatleri köy minibüslerine dönmüş. Yetiştin yetiştin,yetişemedin sepetin ve satamadığın yumurtalarınla kal kenarda,ertesi günkü hareket saatini bekle. Ve içimin acıdığı şu, 20 milyonluk şu şehirde biz halkın sözü,istekleri asla asla dikkate alınmıyor. Biz,halk şehir seferleri gibi basit bir konuda bile kendi ihtiyaçlarımız için hiçbir şey yapamıyoruz. Bunun sebebi çok açık;biz ülke olarak durumu geniş perspektiften görüp,kendi problemimiz olmayan işlerle yeterince empati yapmıyoruz,yeterince birleşip işi sonlandırana kadar tepki göstermiyoruz. Daha bu hafta İzmir'de iki kadın kıyafeti yüzünden polisler -polisler-tarafından tartaklandı. Bizler o polislerin istifasını görene kadar olay çıkarmadık. Ve bu olay 400 gece bekçisinin provasıydı. Olayı büyük açıyla görseydik İran'ın ahlak polislerinin ilk adımlarının atıldığını görürdük. Bizler hani diyoruz ya Anıtkabir'e dokunursanız şu olur,bilmem neye dokunursanız bu olur,şöyle asarız böyle keseriz!.. Size açık açık söylüyorum,geçmiş olsun hiç bir bok yapabileceğimiz yok. Türkiye'de sivil bir devrim oldu ve biz izledik,ve hepimiz oradaydık. Bizler bırakın cumhuriyeti,Anıtkabir'i asla şehirlerimize,yol seferlerimize bile sahip çıkamayan iyilikten salyaları akan eblek bir milletiz. Hiç gücünüze gitmesin bir hatayı medya acındırarak verdiğinde bile yönümüz değişiyor olayın hata kısmını unutup kişiye acıma kısmına geçiyoruz.Geleceğimizi "Yapmazlar ya!. Yok canım o kadarına da cesaret edemezler.."duygusallıklarına terk ediyoruz.  Balıklar bizden daha uzun süre akılda tutuyordur yaşamın seyrini inanın bana. TC. İyiydi,merhumu iyi bilirdim,nurlar içinde yatsın.