5 Ekim 2017 Perşembe

Vapurda Çay

Yıllar yıllar önce birinden duyduğum bir hikayeydi o yüzden yanlışım olabilir; Vakti zamanında Galata Köprüsü'nde bir çaycı varmış. Adamın biri çayın yanında limon isteyince güzel bir azar işitmiş çaycıdan " Çay içmeyi bilmiyosan çorbacıya git" diye. 'İşini sanatla yapmak ' diye bir deyim vardır. İçinde ruh olan herhangi bir şeyi sevmemek mümkün değildir. Onun bir yerlerde bir kimselerde mutlaka ama mutlaka saygınlığı vardır. İnsanlar o estetik ruhu kaybedeli 'güzel' tanımı da doğal olarak değişti. Karanlığın içindekini,görünmezin arkasındakini göremez oldu.Niteliğin yerini nicelik aldı ve o yüzden daha fazla ışıltılı,daha fazla pahalı en enler favori oldu. O yüksekler,enler sanatın,estetiğin yerini aldı.
Basit, hala bile süren 'vapurda çay' sevinci vardır. Halbuki vapurdaki çay ruhunu çoktan kaybetti. Çünkü çaycı işini sanatla yapmayı bıraktı.Çünkü çaycı ruhunu bıraktı o enlerin kaba dünyasına.
Bugün vapurda çay içmek istedim.Çayı dolduruşundan,ayarına,servisine kadar her şeyiyle yüzüme tokat yiyor gibiydim.
Bu resim vapur çayı değil. Bu iş öncesi poğaçacıdan gırtlak ıslatmak için alınan çay bile değil. Bu gördüğünüz bir küfür. Çaycının bana,kendine yaptığı bir küfür.
Belki de dindeki küffarlık böyle bişeydir. Estetiği,ruhu,aşkı,hayalleri,şiirleri katletmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder